YABAN ARISININ HİÇ GÖRMEYECEĞİ YAVRUSU İÇİN YAPTIĞI KAMUFLAJ




Kazıcı yaban arısı olarak bilinen bir yaban arısı türü, larvası için önce yerde meyilli bir oyuk açar. Burada belirtmeliyiz ki, yaban arısı gibi küçük bir canlının toprağı kazarak bir oyuk açması oldukça zordur. Bunun için önce çenesiyle toprağı kaldırır ve ön ayakları ile çıkardığı toprağı arkasına atar.


Bu yaban arısının önemli bir yeteneği daha vardır; açtığı oyuğun çevresinde kesinlikle bir iz bırakmaz, çok usta bir kamuflaj ustasıdır. Bunun için önce kazdığı toprak parçalarını çenesinin altına yerleştirerek parça parça taşır ve yuvanın uzağında bir yere, bir yığın oluşturmayacak şekilde dağıtarak atar. Böylece yuvası için tehlike oluşturan böceklerin dikkatini çekmemiş olur.


Açtığı çukur, yaban arısının vücudu kadar olduğunda oyuğun içinde, bir yumurtayı ve yiyeceğini alacak büyüklükte bir çocuk odası oluşturur. Sonra çukuru geçici olarak kapar ve böcek avlamak üzere uçar.


O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir.
(Haşr Suresi, 24)
Yaban arısının her türü, tırtıl, çekirge veya cırcır böceği gibi bir böceğin avlanmasında uzmanlaşır. Yaban arısının avlanma şekli bilinenden çok farklıdır. Çünkü yaban arısı, yumurtası için avlandığında avını öldürmez, onu iğnesiyle sokarak felç eder ve yuvasına taşır. Daha sonra avının üzerine tek bir yumurta bırakır. Felce uğrayan böcek ise yumurta çatlayıp da larva beslenmek isteyene kadar taze kalır.

Yumurtasının yiyeceğini ve kalacağı yerini ayarladıktan sonra yabanarısı için sıra yumurtanın güvenliğini sağlamaya gelmiştir. Bu kez yuvanın girişini büyük bir dikkatle, toprak ve çakıl taşı yığınlarıyla kapatır. Daha sonra çenesiyle bir çakıl taşını alarak bunu çekiç gibi kullanır ve çakılları ufalayarak toprağı düzleştirir. Son olarak dikenli bacaklarıyla toprağı tırmıklar; yuvanın giriş tamamen gizlenene kadar burayı itinayla süpürür. Yuva tamamen gizlenmiştir ancak yine de yaban arısı bununla yetinmez ve ek bir önlem olarak yuvanın yakınlarına iki veya üç tane boş tuzak çukur kazar. Bu kapalı ve korunmuş yuvanın içerisindeki larva kendisi için hazırlanan yiyecekle bir yetişkine dönüşecek ve yuvadan tek başına çıkabilecektir.


Yaban arısı için yavrusu hiçbir zaman görmeyeceği bir canlıdır. Ama buna rağmen onun için yorucu ve sabır gerektiren bir hazırlık yapmış ve her türlü ihtiyacını önceden hazırlamıştır. Gösterdiği tüm davranışlar son derece fedakarca, ince düşünceli ve ileri görüşlüdür. Bildiğimiz anlamda bir beyne bile sahip olmayan bir canlının tüm bunları kendinden yapmadığı, ona bunların her birinin akıl ve ilim sahibi bir Güç tarafından yaptırıldığı ise açıktır.


Daha önceki konularda da belirtildiği gibi evrimciler canlıların bu şekilde davranmak için programlandıklarını söylemektedirler. Evrim teorisine göre bu programın sahibi, cansız ve şuursuz doğada meydana gelen yine şuursuz tesadüflerdir. Canlıların sahip oldukları son derece karmaşık ve olağanüstü özellikler düşünüldüğünde, bu iddianın ne kadar akıl ve mantık dışı olduğu açıkça görülmektedir. Tüm canlıların Allah'ın ilhamı ile hareket ettikleri, akıl ve vicdan sahibi her insanın kolaylıkla görebileceği apaçık ve kesin bir gerçektir.

TÜM CANLILARIN YAVRULARI ŞEFKAT UYANDIRACAK SEVİMLİLİKTE YARATILIRLAR
Doğadaki canlı türlerinin birçoğunun yavrularının görünümü ve davranışları, yetişkinleriyle karşılaştırıldığında son derece sevimlidir.
Yavruların genellikle daha yuvarlak olan yüzleri, yüzlerine göre daha iri olan gözleri, dolgun yanakları ve çıkık alınları onlara bu özelliği kazandıran etkenlerden bazılarıdır. Bazı türlerde de yavruların rengi yetişkinlerin renginden daha farklıdır. Örneğin yavru babunların rengi siyah ve pembedir, yetişkinlerin rengi ise koyu yeşildir. Bu yavrular topluluktaki diğer hayvanlara da ilgi çekici görünürler. Hatta bazı dişilerin, yavruları annelerinden kaçırarak onlara bakma eğiliminde oldukları gözlemlenmiştir. Bu davranışları, yavrunun rengi siyah pembe rengini kaybederek, yetişkinlerin rengine benzemeye başladığında yok olur.